Çankaya ve Yenimahalle ilçeleri için düzenlenen “Devlet Övünç Madalyası ve Beratı Tevcih Töreni”, 23 Ocak Salı günü saat 15.30’da Başbakan Sayın Binali Yıldırım’ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde gazilere ve şehit ailelerine teslim edilmek üzere Ankara Valiliğine gönderilen Devlet Övünç Madalyaları ve Beratlarının Tevcihi Töreni, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından İl Müftüsü Mehmet Sönmezoğlu şehitler için dua etti.
Törene ayrıca Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Başbakanlık Müsteşarı Dr. Fuat Oktay, Ankara Valisi Ercan Topaca, Milletvekilleri, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna, Vali Yardımcıları, İlçe Kaymakamları ve Belediye Başkanları ile İl ve İlçe müdürleri, şehit yakınları, gaziler ve vatandaşlar katıldı.
Törende, Sayın Cumhurbaşkanımızın mesajı okundu. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Canparelerini bu vatan uğruna şehit veren değerli şehit yakını kardeşlerim, vatan uğruna mücadele etmenin şanlı nişanını bedenlerinde taşıyan kıymetli gazi kardeşlerim, değerli misafirler; hepinizi en kalbî duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Büyük davaların, büyük zaferlerin, büyük hedeflerin ardında büyük kahramanlar vardır. Sizler, işte böyle bir kahraman olan evlatlarınızı uğruna can verdikleri al bayrağa sarıp onları bekleyen Cennete uğurladınız. Bu uğurda gazilik payesiyle müşerref olan kardeşlerimiz de milletimizin önündeki en yüce makama ulaşmışlardır. Şehit yakınlarımıza ve gazilerimize takdim edilen Devlet Övünç Madalyası devletimizin ve milletimizin sizlere olan vefa borcunu, minnetini nesiller boyunca hatırlatacak bir semboldür. Coğrafyamızda varlığımızı cesaretiyle dünyayı kendilerine hayran bırakan ecdadımızla bu uğurda hayatını ortaya koyan şehitlerimize ve gazilerimize borçlu olduğumuzu biliyoruz. Onlar sayesinde bin yıldır aynı toprağın üzerinde yaşayabiliyor, aynı pınarlardan su içebiliyor, beş vakit ezanlarımızı dinleyebiliyor, göklerde dalgalanan bayrağımızı gururla seyredebiliyoruz. Terörle mücadelede sınır ötesi operasyonlarda ve 15 Temmuz’da şehit olan, gazilikle şereflenen kardeşlerimiz bu büyük davanın günümüzdeki sancaktarlarıdırlar. Vatanımız, ezanımız, bayrağımız, istiklalimiz ve istikbalimiz uğruna sevdiklerini toprağa veren, yaralanarak gazi olan her kardeşim bilsin ki Türk Milleti ve Türk Devleti daima onların yanındadır. Milletimizin her bir ferdinin ve devletimizin her bir kurumunun, şehit yakınlarımızın ve gazilerimizin çarpan yüreği olacağına; daima yanı başlarında bulunacağına inanıyorum. Toprağa verdiğimiz her bir şehidimiz, gönül dünyamıza kattığımız her bir gazimiz bizi bu topraklara daha da sıkı bağlıyor. Allah’ın izniyle devletimiz bu kökler üzerinde yükselmeye, milletimizin şanını ve şerefini yüceltmeye devam edecektir. Bu, sonraki nesillere bırakacağımız en büyük mirastır. Allah tüm şehitlerimizden, gazilerimizden ve onları bu millete armağan eden ailelerinden razı olsun. Hepinize selamlarımı, saygılarımı sunuyorum. Kalın sağlıcakla.”
Başbakan Sayın Binali Yıldırım, Devlet Övünç Madalyası ve Beratı Tevcih Töreni’nde bir konuşma yaptı. Tören dolayısıyla şehit yakınları ve gazilerle bir araya geldiğini söyleyen Yıldırım, şehitlere Allah’tan rahmet, gazilere hayırlı, uzun ömür diledi.
Türk Milleti ile Türk Devleti’nin, kahraman şehitlerin ailelerinin ve gazilerin her daim yanında olduğunu belirten Yıldırım, “Devletimizin her kurumu, milletin her ferdi şehitlerimizi ve gazilerimizi baş tacı eder ve bağrına basar. Bu bilinçle şehit düşen her Mehmetçiğimiz, her bir gazimiz bizi topraklarımıza daha büyük bir aşkla bağlıyor.” dedi.
Türkiye’nin de içinde bulunduğu toprakların iki asırdan fazla süredir büyük oyunların, tezgahların yaşandığı bir süreçten geçtiğine dikkat çeken Yıldırım, şu değerlendirmede bulundu:
“Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde her türlü kirli plan farklı şekilde ve zamanda karşımıza çıkıyor. Vatandaşlarımız, askerimiz, polisimiz, güvenlik korucumuz zaman zaman acımasız saldırıların hedefi oluyor. Türkiye, karanlık ellerin kirli oyunu ile diz çöktürülmeye çalışılıyor. Aziz millet bu oyuna gelmez. Türkiye terör örgütleriyle mücadelesini elbette kesintisiz bir şekilde yürütecek. Ülkemize yönelen terör saldırılarının asıl amacı, Türkiye'yi yürümekte olduğu kutlu yolculuktan çevirmektir. Farklı amaçlar, farklı söylemler altında maşa olarak kullanılan tüm örgütlerin nihai hedefi, amacı Türkiye’nin yükselişini yavaşlatmak, geciktirmektir.
Türkiye, terör belasıyla yıllardan beri amansız mücadele veriyor. Bu bela kimi zaman vesayetçiler yoluyla karşımıza çıkıyor, kimi zaman terör olarak önümüze geliyor, kimi zaman yargı darbeleriyle kendini gösteriyor. Kimi zaman asker kıyafetine bürünmüş hainlerin saldırılarıyla karşımıza çıkıyor. Küresel aktörlerin de perde arkasında Türkiye'ye yönelik saldırıları bizi tehlikelere karşı daha da açık hale getirdi ancak bu aziz millet en zor zamanlarda dahi bayrağına, vatanına, ezanına ve devletine sahip çıkmıştır. İşte en son örnek, 15 Temmuz hain darbe girişiminde tanklara karşı burada bulunan kardeşlerimiz göğsünü siper etti. Hakk'ın gücü tankın gücünü yendi. Bu bayraklar inmedi, bu ezanlar dinmedi. Dünyanın neresine giderseniz gidin hiçbir milletin böyle bir mücadelesi yok, böyle bir şehidi yok.”
Türkiye’nin, ırklarla, mezheplerle, inançlarla kutuplaştırılacak bir ülke olmadığına işaret eden Başbakan Yıldırım, Türkiye’nin artık farklılıklarıyla büyük bir zenginliğe sahip bir olduğunu belirtti.
Bugün Türkiye’ye Kudüs, Halep, Gazze, Mogadişu, Arakan ve daha nice mazlum millet selamını ve duasını gönderdiğini anlatan Yıldırım şöyle devam etti: “Türkiye bütün terör saldırılarına rağmen, kardeşliği ve barışı büyüterek, tüm dünyaya güzel bir mesaj veriyor. Şehitlerimize sözümüz, gazilerimize borcumuz var. Türkiye'ye ve gelecek nesillere sevdamız var. Bölünmeyeceğiz, bir olacağız, iri olacağız, kardeş olacağız, birlikte Türkiye olacağız. Bayrağımızı indirmeyecek, ezanlarımızı dindirmeyecek, teröristlere ve onların ağababalarına da dünyayı dar edeceğiz. Kardeşliğimizi, hukuk ve demokrasiyi koruyarak, bütün terör örgütlerinin başını ezeceğiz. Cerablus’ta, Gabar’da, Afrin’de, Cudi’de mücadele ediyoruz.”
Mücadele etmeyi sürdüreceklerini vurgulayan Yıldırım, “Şehitlerimiz, milleti uğruna yaralanan her gazimizin kanı yerde kalmıyor, kalmayacak. Bunu yaparken de şu ülke şöyle dedi, bu ülke böyle dedi. Hiç bizi ilgilendirmez. Biz ölürken, milletçe gözyaşı dökerken, musalla taşlarından şehit cenazeleri kalkarken, taziyelerini bile ağız ucuyla iletenler, şimdi biz bu işe hukuk ve meşru müdafaa çerçevesinde son verirken ahkam kesmesinler. Ölen bizim askerimiz, polisimiz, gazi olan bizim Mehmetçiğimiz, bombaların hedefi olan bizim insanımız, asıl yıkılmak istenen şey, kardeşliğimiz ve birlikte barış içinde yaşama azmimizdir. Evelallah bunu da başaramayacaklar. Kardeşliğimizi, asla yok edemeyecekler.” değerlendirmesinde bulundu.
Bugünlerde aydın maskeli bazı tiplerin, çeşitli mecralarda dillendirdikleri yalanlara karşı millete uyanık olma uyarısında bulunan Yıldırım, “Zeytin Dalı Harekatı sırasında sanki Kürt kardeşlerimize yönelik bir operasyon yapılıyormuş gibi göstermeye çalışıyorlar. Bu zinhar doğru değildir. Bu en büyük alçaklıktır.” dedi.
Başbakan Yıldırım, Zeytin Dalı Harekatı’nın, bölgede yaşayan Arap, Kürt, Türkmen ve diğer bütün etnik kökene sahip masum ve sivil insanları, alçak PKK, DEAŞ terör örgütlerinin zulmünden kurtarmak, onları rahata erdirmek için yapıldığını söyledi.
Her ne pahasına olursa olsun bölgede oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu başlarına yıkacaklarını vurgulayan Yıldırım, şöyle konuştu: “Hiç ona buna güvenmesinler. Unutmasınlar, çay gider kum kalır. Bizimle burada birlikte yaşamak istiyorlarsa emperyal güçlerin oyununa gelmesinler. Derhal silahlarını bıraksınlar, milletin başına bela olmaktan vazgeçsinler.”
Başbakan Yıldırım, bazı kişilerin, Zeytin Dalı Harekatı’yla ilgili yorumlar yaptıklarını ancak bu yorumları yaparken terör örgütünün emeline, amacına bilerek yahut bilmeyerek yardım ettiklerinin farkında olmadıklarını söyledi.
Başbakan Yıldırım, “İşte bu salonda, gencecik fidanlarını toprağa vermiş aileler ve canlarıyla cenk etmiş gazilerimiz var. Eğer yürekleri yetiyorsa buyursunlar, yalanlarını burada da söylesinler.” dedi.
Zeytin Dalı Harekatı’na yönelik sosyal medya paylaşımlarına da değinen Yıldırım, şu ifadeleri kullandı: “Milletimiz rahat olsun. Sosyal medya, sorumsuz medya değildir. Hiç kimsenin hukuka, adalete, meşruiyete uymayan çaba içerisine girme hakkı yoktur. Burada işlenen suçların hesabı da sorulmaya başlanmıştır. Barışa hizmet eden Zeytin Dalı Harekatı’na leke sürmek isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz.”
Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi:, “Zeytin Dalı Harekatı'nda, Afrin’de ve diğerlerinde yeni bir destan daha yazılacak. Bu, tam anlamıyla terörün temizlenmesi, ortadan kaldırılması harekatıdır. Türkiye’nin güvenliğini ciddi anlamda tehdit eden ve risk taşıyan bu terör yuvalarının, terör yapılarının ortadan kaldırılması operasyonudur.”
Bakan Nurettin Canikli, düzenlenen Devlet Övünç Madalyası ve Beratı Tevcih Töreni’nde yaptığı konuşmada, Türk Milleti’nin en önemli özelliklerinden birisinin bugüne kadar vesayet altına alınamaması olduğunu söyledi.
Türk Milleti’ne diz çöktürülemeyeceğini vurgulayan Bakan Canikli, tarihin bunun sayısız örnekleriyle dolu olduğunu, Çanakkale Zaferi’nin Türk Milleti’ne diz çöktürülemeyeceğinin örneği olan en önemli destanlardan biri olduğunun altını çizdi.
“Bu milleti Rabbim destan yazmak zorunda bırakmasın.” diyen Bakan Canikli, Türk Milletinin birliğini, bütünlüğünü, bağımsızlığını ortadan kaldırmak için ciddi bir saldırıyla karşı karşıya kaldığında yeniden destan yazacağını kaydetti.
En iyi destanı Türk Milleti’nin yazdığını vurgulayan Bakan Canikli, “İşte bunlardan biri Çanakkale. Fakat birileri bunu anlamıyorlar ya da anlamak istemiyorlar. Bu millet, bu millete diz çöktürülemeyeceğini daha nasıl anlatsın.” dedi.
Bakan Canikli, “Bu millet ülkesinin güvenliğiyle alakalı gerçek anlamda bir tehdit, ciddi bir sıkıntı olduğunu fark ettiği anda gereken her şeyi, ne gerekiyorsa yapar.” diye konuştu.
Zeytin Dalı Harekatı’na giden askerlerle gazetecilerin röportaj yaptığını söyleyen Bakan Canikli, askerlerin röportajda “Düğüne gidiyoruz.” ifadesini kullandığını aktardı.
Bakan Canikli, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu milletin, bu kahramanları olduğu sürece bu milleti diz çöktürebilir misiniz? Elbette çöktüremezsiniz, bu sevdadan vazgeçin. Daha nasıl anlatalım? Bu milleti bölemeyeceğinizi, bağımsızlığını ve özgürlüğünü ortadan kaldıramayacağınızı size nasıl anlatalım? Kimsiniz siz, içeride ve dışarıda? Zeytin Dalı Harekatı’nda, Afrin’de ve diğerlerinde yeni bir destan daha yazılacak. Bu, tam anlamıyla terörün temizlenmesi, ortadan kaldırılması harekatıdır. Türkiye’nin güvenliğini ciddi anlamda tehdit eden ve risk taşıyan bu terör yuvalarının, terör yapılarının ortadan kaldırılması operasyonudur.
Bu milleti artık denemekten, test etmekten vazgeçin. Bu millet bundan hiçbir zaman bıkmaz, usanmaz. Ne özgürlüğünü ortadan kaldırabilirsiniz ne diz çöktürebilirsiniz ne de bu ezanları susturabilirsiniz. Bunun için 80 milyonun her ferdi kim olursa olsun, nereden gelirse gelsin bu mücadeleyi sonuna kadar yapar.”
Bakan Canikli, konuşmasını Devlet Övünç Madalyaları’nı alanları tebrik ederek tamamladı.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, “Çok değerli saygıder Başbakan’ımız, çok değerli şehitlerimizin bizlere emaneti eşleri, evlatları, anneleri, babaları, çok kıymetli gazilerimiz ben de hepinizi sevgiyle, saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.” şeklinde başladığı konuşmasında şunları kaydetti:
“Sayın Başbakan’ım, geçtiğimiz haftadan beri 3115 Devlet Övünç Madalyası’nı, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve sizlerin talimatlarıyla şehit yakınlarımıza ve gazilerimize tevcih ediyoruz. 2226 madalyayı gazilerimize, 889’unu da şehit yakınlarımıza tevcih ediyoruz. Bu törenlerde, İstanbul’da ve Ankara’da yaptığımız törenlerde hep birlikte çok duygusal anlar yaşadık. Zeytin Dalı Harekâtı başlamadan iki üç gün evvel harekât söz konusu olduğu gündeme gelince gazilerimiz, madalyalarını alan gazilerimiz, bizlere, valilerimize ‘Ne olur, bu madalyanın hakkını vermemiz için bize de müsaade edin Afrin’e gidelim. Bizi de Afrin’e alın.’ dediler. Böyle kahraman bir milletin bir evladı olmaktan büyük mutluluk, büyük onur duyuyoruz. Biz Aile Bakanlığı olarak şehit yakınlarımızın, gazilerimizin her zaman yanındayız. Onların milletimizin bizlere emanetleri olduğunu biliyoruz ve bu bilinçle sizlerin talimatları doğrultusunda onları acı günlerinde, tatlı günlerinde, her zaman yanlarında olarak onlara hizmet etmekten de büyük bir onur duyduğumuzu da buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bizim için, bu vatan için gözünü kırpmadan şehit olan vatansever kahramanlarımızın yakınlarına, emanetlerine sahip çıkmak, en şerefli görevdir. Yine bu vatan için vücudunda gaza bırakmış gazi kardeşlerimizin yanında olmak, en büyük şereftir. Bugün olduğu gibi bugünden sonra da sizlere hizmet etmeye devam edeceğiz inşallah.”
Konuşmasını, “Yine Afrin’deki Zeytin Dalı Harekâtı’nda şehit düşen Musa kardeşimizin cenazesindeydik hep birlikte. Orada Musa kardeşimizin annesi çok güzel bir cümle etti. ‘Bu hayat geçici. Rabbim ebedi hayatta bizi ayırmasın. Biliyorum ki o bana öbür tarafta şefaatçı olacak ve birlikte olacağız.’ İşte böyle iman dolu anneler olduğu sürece bu vatanı kimsenin bölmeye gücü yetmeyecek.” şeklinde sürdüren Bakan Kaya, “Oradaki askerlerimizle yapılan röportajlarda, ailene ne söylersin, dediklerinde ‘Beklemesinler’ diyorlar. Dönüp de o askerin, Mehmetçiğimizin, Mehmet kardeşimizin annesini, Ümmühan annemizi, bulduklarında Ümmühan Anne’ye mikrofon uzatıldığında ne dedi biliyor musunuz? ‘Dört evladım var. Biri orada. Üçünü de ben hemen yollamaya hazırım. Eşimi de yollarım. Hepsinin de yolunu beklerim, dualarımı ederim. Şehit olurlarsa da Allah’a emanet.’ İşte böyle kahraman annelerimiz olduğu sürece hiçbir gücün, bu vatanı bölmeye gücü yetmeyecektir. Bizim dualarımız Mehmetçiğimizle, kahraman ordumuzla. Rabbim onları muzaffer kılsın.” dedi.
Bakan Kaya, sözlerini “Devlet Övünç Madalyaları hayırlı olsun. Torunlarınıza, nesiller boyu belki de bırakacağınız en şanlı, en şerefli emanetiniz olacak. Tekrar ben hayırlı, uğurlu olsun diyorum. Hepinizi sevgiyle, saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. Sağ olun, var olun.” şeklinde tamamladı.
Konuşmasına törene katılan konukları selamlayarak başlayan Ankara Valisi Ercan Topaca, şunları kaydetti: “Sayın Başbakan’ım, Sayın Bakanlarım, Sayın Milletvekillerim, aziz şehitlerimizin kıymetli yakınları, kahraman gazilerimiz; öncelikle hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum. Devlet Övünç Madalyası ve Beratı Tevcih Töreni’ne teşriflerinizden dolayı şükranlarımı sunuyor, şehitlerimizi ve ebediyete intikal etmiş gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Hayatta olan gazilerimize de hayırlı ve sağlıklı, uzun ömürler diliyorum. Dün Afrin’de Zeytin Dalı Harekatı’nda şehit olan Piyade Astsubay Üstçavuş Musa Özalkan ve diğer şehit kardeşimize de Allah’tan rahmet, eşine, ailesine ve silah arkadaşlarına da başsağlığı diliyorum.”
“Bugün düzenlediğimiz Madalya Tevcih Töreni kapsamında 49 şehit yakınına ve 370 gazimize Devlet Övünç Madalyası ve Beratı tevcih edilecektir.” diyen Vali Ercan Topaca, “Madalya almayı hak eden kahraman şehit yakınları ve gazilerimizi tebrik ediyor, hayırlı olsun dileklerimi sunuyorum. Sayın Başbakan’ım, değerli konuklar; vatan üzerinde yaşadığımız, geçmişin acı ve tatlı hatıraları ile yoğrulup istikbale ümitle baktığımız, hep üç zamanı da idrak ettiğimiz bir mekandır. Bir toprak parçasının vatan sıfatı kazanabilmesi kolay değildir. Yüzlerce yıl edinilen, uğrunda şehitler verilerek kanla yoğrulan toprak parçasıdır vatan. Uğrunda can verilen ve üzerinde bir medeniyet inşa edilen yerdir vatan. Atalarımız, bu vatanın bu millete ait olduğunu, camileri, türbeleri, çeşmeleri, sarayları, mezar taşları, hanları ve hamamları ile adeta teşhir etmişlerdir. Vatan, bizim en kıymetli varlığımızdır. Zira sevgiler, onun kucağında yaşanmış, ocaklar onun kucağında tütmüş, acı tatlı bütün hatıralarımız onunla birlikte canlanmıştır. O bizim için bir bahçe, bir nehir, düşmanlara karşı savunduğumuz bir kale, istirahata çekildiğimiz bir huzur köşesidir. Kısacası o bizim için her şeydir.”
Vali Topaca, konuşmasına şöyle devam etti: “Sayın Başbakan’ım Şair Orhan Şaik Gökyay, ‘Bu vatan kimin?’ sorusuna şiirinde şöyle cevap vermektedir: ‘İleri atılıp sellercesine / Göğsünden vurulup tam ercesine, / Bir gül bahçesine girercesine / Şu kara toprağa girenlerindir.’ şeklinde cevap veriyor.”
Konuşmasını, “Barışı esas alan yüce dinimiz, vatan toprakları düşman işgaliyle karşı karşıya kaldığında, vatanın bölünmez bütünlüğü tehlikeye girdiğinde ölümü bir gül bahçesine girmek gibi görmüş, gaziliği ve şehitliği bu rütbelerin en büyüğü kabul etmiştir.” şeklinde sürdüren Vali Topaca, “Bugün vatanımızda hürriyeti yaşıyorsak, çocuklarımızı geleceğe hazırlıyorsak, refahımız ve ikbalimiz için rahatça çalışıyorsak, her türlü hizmete en güzel şekilde ulaşıyorsak, gece yastıkta rahat uyuyorsak, düşmanlarımıza kafa tutabiliyorsak, rahatça nefes alıp yaşıyorsak, sınırsız nimetlere rahat bir şekilde sahip olabiliyorsak, ibadetimizi özgür bir biçimde yapabiliyorsak, ezanlar ve selalar gök kubbede yankılanmaya devam ediyorsa tüm bu nimetleri şehitlerimize ve gazilerimize borçluyuz. Bir ülke ve millet için en önemli zenginlik kaynağı vatanı için şehitliği ve gaziliği gönülden isteyen evlatlara sahip olabilmesidir. Hamdolsun biz bu hazineye sahibiz. Çanakkale, Millî Mücadele, 15 Temmuz, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtı bunun en güzel örnekleridir.” dedi.
Bu vesileyle bugün Devlet Övünç Madalyası ve Beratı alacak tüm asker ve polis kardeşlerimize, onların ailelerine ülkemize yaptıkları hizmetlerden dolayı şükranlarını sunduklarını ifade eden Vali Topaca, “Şehitlerimizi rahmetle, minnetle yâd ediyor; Allah onlardan razı olsun, diyorum. Gazilerimize de mücadeleleri ve fedakârlıkları sebebiyle samimi şükranlarımızı arz ediyoruz.
Afrin bölgesinde Zeytin Dalı Harekâtı’na katılan bütün asker ve görevlilerimize de başarılar diliyor, yüce Rabbimizin onları hıfz u himayesine almasını diliyoruz. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.” dedi.
Konuşmaların ardından Başbakan Sayın Binali Yıldırım, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ve Vali Ercan Topaca tarafından şehit yakınlarına ve gazilerimize Devlet Övünç Madalyası ve Beratı tevcih edildi.